Biz diğerlerinin gelmesini beklerken bir içki ister misin?
- Would you like a drink while we wait for the others to arrive?
Onu bir saat bekleyeceğim.
- I'll wait for him for an hour.
Lütfen beş dakika bekle.
- Please wait for five minutes.
Mağaza açılıncaya kadar bir süre beklemekten başka seçeneğimiz yoktu.
- We had no choice but to wait for a while until the store opened.
Tom Mary'yi ne kadar beklemek zorunda kalacağını merak etti.
- Tom wondered how long he'd have to wait for Mary.
What are you waiting for?.