Çok fazla şey bekleme.
- Don't expect too much.
Otel beklentilerini karşıladı mı?
- Did that hotel meet your expectations?
Zamanımızı beklemeliyiz.
- We need to bide our time.
Sadece uygun zamanı beklemeliyiz.
- We just need to bide our time.
Ara sıra bunun olmasını beklemek zorundasın.
- You have to expect that to happen once in a while.
Umduğumdan daha uzun beklemek zorunda kaldım.
- I had to wait a lot longer than I expected I'd have to.