Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum.
- I'd like to do a feasibility check.
Hızlı bir denetim yapacağım.
- I'll do a quick check.
Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
- This will serve as a check on their work.
Garson, hesap lütfen.
- Waiter, the check, please.
Ayrı hesaplar istiyoruz, lütfen.
- We'd like separate checks, please.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir.
- A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
Check your data against known values.