Arabayı satmaya karar verdi.
- He decided to sell the car.
O, eczanede ilaç satıyor.
- She sells medicine in the pharmacy.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
- The toy seller was very friendly.
O oyuncak çok satılıyor.
- That toy is selling like hot cakes.
Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.
- Tom didn't have enough change to buy a drink from the vending machine.
Tom satış makinesinden bir fincan kahve aldı.
- Tom bought a cup of coffee from a vending machine.