O, eczanede ilaç satıyor.
- She sells medicine in the pharmacy.
Ben çevrimiçi giysi satarım.
- I sell clothing online.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
- The toy seller was very friendly.
O oyuncak çok satılıyor.
- That toy is selling like hot cakes.
Tom'un otomattan bir içecek satın almak için yeterli bozuk parası yoktu.
- Tom didn't have enough change to buy a drink from the vending machine.
Linux'u destekleyen satıcılar var.
- There are also vendors who support Linux.