O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
- Please put a cassette in the VCR and press the record button.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Kalabalık kapıya doğru bastırdı.
- The crowd pressed toward the gate.
Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.
- She pressed her lips firmly together.
God heard their prayers, wherein they earnestly pressed him for the honor of his great name. (Winthrop, Hist. New England, II. 35).