Tom kayaya tırmanma girişiminde bulunuyor.
- Tom is attempting to climb the rock.
Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.
- Tom and Mary attempted to murder John.
Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır.
- He is too much of a coward to attempt it.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
- Tom attempted to predict the results.
Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
- They're attempting to contact her.
İlk denememde başarılı oldum.
- I succeeded in my first attempt.
Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.