Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.
- The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.
Yakalandı ve duruşma için tutuldu.
- He was captured and held for trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Polis onu yargılamadı.
- The police didn't put him on trial.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
- Trial and error is essential to progress.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.