to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis

listen to the pronunciation of to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis
İngilizce - Türkçe

to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dig
kazmak

Bir kadınla tartışmak suyu boğmaya çalışmak, ateşi yakmak, toprağı kazmak ya da havayı yakalamaya çalışmak gibidir. - Arguing with a woman is like trying to drown the water, burn the fire, dig the soil or catch the air.

Daha derine kazmak zorundasın. - You have to dig deeper.

dig
{i} kazma

Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar. - Not a drop of rain fell for a month, so they had to dig a well.

Tom kazmaya devam etti. - Tom continued digging.

dig
{i} taş

Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı. - The prisoner of war bore himself with great dignity.

dig
{i} kazı

O, kendi mezarını kazıyor. - He is digging his own grave.

Onlar çukur kazıyorlar. - They're digging a hole.

dig
beğenmek
dig
idrak etmek
dig
(Jeoloji) sıyırmak
dig
{f} (dug, --ging)
dig
dürtme
dig
anlamak
dig
kazı yeri
dig
iğneli laf
dig
kazı yapm

Kazı yapmak zor iştir. - Digging is hard work.

dig
{f} deşmek
dig
toprağı bellemek
dig
{f} dürtmek
dig
(isim) kazı, kazma, dürtme; iğneleme; taş; lojman, yurt
dig
{f} kazı yapmak

Kazı yapmak zor iştir. - Digging is hard work.

dig
{f} mahmuzlamak
İngilizce - İngilizce
dig
to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis

    Heceleme

    to touch the Ball or heel of the free foot to the floor with a strong em·pha·sis

    Türkçe nasıl söylenir

    tı tʌç dhi bôl ır hil ıv dhi fri fût tı dhi flôr wîdh ı strông emfısıs

    Telaffuz

    /tə ˈtəʧ ᴛʜē ˈbôl ər ˈhēl əv ᴛʜē ˈfrē ˈfo͝ot tə ᴛʜē ˈflôr wəᴛʜ ə ˈstrôɴɢ ˈemfəsəs/ /tə ˈtʌʧ ðiː ˈbɔːl ɜr ˈhiːl əv ðiː ˈfriː ˈfʊt tə ðiː ˈflɔːr wɪð ə ˈstrɔːŋ ˈɛmfəsəs/