O ne zaman buraya gelse, aynı yemeği sipariş eder.
- Whenever he comes to this place, he orders the same dish.
Tom'u burdan uzaklaştır.
- Get Tom away from here.
Sen burda bir öğrenci değil misin?
- Aren't you a student here?
Burası o kadar kötü bir yer değil.
- This place isn't so bad.
Burası sen gittiğinden beri aynı değil.
- This place has not been the same since you left.
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir.
- It's all downhill from here.
Buyrun, bundan bir lokma deneyin.
- Here, try a bite of this.
Hazine için orayı burayı kazdılar.
- They dug here and there for treasure.
Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler.
- Cuckoos visit here in spring.
İşte sizin için biraz haber.
- Here's some news for you.
İşte onun yaşadığı ev.
- Here's the house where he lived.
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Yarın ben burada olacağım.
- I will be here tomorrow.
Hiçbir terbiyeli insan o yere gitmez.
- No decent people go to that place.
Biz o yere hiç gitmedik.
- We've never been to that place.
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- You can't park your car here.
Dün buraya koyduğum kitaba ne oldu?
- What happened to the book I put here yesterday?
Hey, hemen buraya gelebilir misin?
- Hey, could you come up here right away?
Hey, sen burada ne yapıyorsun?
- Hey, what are you doing here?
... all in one place. ...
... not in favor of a $5 trillion tax cut. That's not my plan. My plan is not to put in place ...