O ne zaman buraya gelse, aynı yemeği sipariş eder.
- Whenever he comes to this place, he orders the same dish.
Tom'u burdan uzaklaştır.
- Get Tom away from here.
Sen burda bir öğrenci değil misin?
- Aren't you a student here?
Burası oldukça güzel.
- This place is quite nice.
Burası çok değişmedi.
- This place hasn't changed much.
Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım.
- I've been here three months, and so far I've enjoyed it.
Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum.
- I'm glad you're here to help me with this.
Lütfen burayı imzalayın.
- Please sign your name here.
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
- Tom hopes Mary likes it here.
İşte onun yaşadığı ev.
- Here's the house where he lived.
Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
- Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.
Yarın ben burada olacağım.
- I will be here tomorrow.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Hiçbir terbiyeli insan o yere gitmez.
- No decent people go to that place.
Biz o yere hiç gitmedik.
- We've never been to that place.
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- You can't park your car here.
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- You cannot park your car here.
Hey, hemen buraya gelebilir misin?
- Hey, could you come up here right away?
Hey, buradan çıkalım.
- Hey, let's get out of here.
... been in place for a hundred years. Now ' ...
... Those who've come here illegally take their place. So I will not grant amnesty to those ...