Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.
- Great was her surprise when she knew the fact.
Tom'u şaşırtmak zordur.
- It's hard to surprise Tom.
Onları şaşırtmak istedim.
- I wanted to surprise them.
Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
- After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
O, şaşkınlıkla bana baktı.
- He looked at me in surprise.
Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
- In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
Tom Mary'ye sürpriz yapmak istedi.
- Tom wanted to surprise Mary.
Bu beklenmedik bir sürpriz.
- This is an unexpected surprise.
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
- Receiving a gift from you was an unexpected surprise.
Tom herhangi biri kadar hayret etti.
- Tom was as surprised as anyone.
Tom tamamen hayret etmiş değildi.
- Tom wasn't totally surprised.
Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.
- My decision to study abroad surprised my parents.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
- The news surprised him as much as it did me.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
- Our army took the kingdom by surprise.
The surprise attack was devastating.
Imagine my surprise on learning I owed twice as much as I thought I did.
He doesn't surprise easily.
It surprises me that I owe twice as much as I thought I did.
... So it's no surprise that the abandonment rate of shopping ...
... Now, it's no surprise that mobile devices are ...