Gerçeğin tamamıyla farkındayım.
- I'm fully aware of that fact.
Tom'la konuyu tamamıyla görüşmek için zamanım yoktu.
- I haven't had time to fully discuss the matter with Tom.
Tom tamamen problemin farkında.
- Tom is fully aware of the problem.
Ben tamamen tehlikenin farkındaydım.
- I was fully alive to the danger.
Tom hâlâ ne olduğunun tam olarak farkında değil.
- Tom is still not fully aware of what has happened.
Durumun öneminin tam olarak farkındayım.
- We are fully aware of the importance of the situation.
O, ne gördüğünü polise tam olarak bildirdi.
- He reported fully what he had seen to the police.
Evim tam sigortalıdır.
- My house is fully insured.