Aksine kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor.
- Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary.
Aksine eğer size yazmazsam, pazar günü sizi ziyaret edeceğim.
- I'll visit you on Sunday, if I don't write you to the contrary.
Yeni kontratı Tom'a imzalattım.
- I got Tom to sign the new contract.
Jane albüm kontratı aldığında çok mutluydu.
- Jane was on top of the world when she got a record contract.
Aksine kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor.
- Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary.
Resim bunun aksine renkli.
- The picture is colorful in contrast with this one.
Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.
- As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.
Düne karşın,bugün hiç sıcak değil.
- In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.
Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.
- If you do that, it will only bring about a contrary effect.
Hiçbir karşıt kanıt yoktur.
- There is no evidence to the contrary.