to tell the truth

listen to the pronunciation of to tell the truth
İngilizce - Türkçe
açıkçası
doğrusu

Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm. - To tell the truth, I drove my father's car without his permission.

Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim. - To tell the truth, I would rather stay at home than go out.

aslında
doğruyu söylemek gerkirse
doğruyu söylemek
doğruyu söylemek

Doğruyu söylemek gerekirse, günde iki paket sigara içerdim. - To tell the truth, I used to smoke two packs a day.

Tüm yapmanız gereken doğruyu söylemektir. - All you have to do is to tell the truth.

doğru söylemek
gerçeği söylemek
İngilizce - İngilizce
An attestation to the truthfulness and frankness of an associated statement
to be quite honest, honestly
Used to positively assert the frank honesty of an associated statement of set of statements; equivalent to "to tell the truth"
relay a true sentiment, tell a true story
to tell the truth