to take place; to occur

listen to the pronunciation of to take place; to occur
İngilizce - Türkçe

to take place; to occur teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

happen
{f} meydana gelmek

O, meydana gelmek zorunda değildi. - That didn't have to happen.

happen
olmak

Tom kötü bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı. - Tom couldn't shake the feeling that something horrible was about to happen.

Bir şey olmak üzere olduğunu hissetti. - He felt that something was about to happen.

happen
{f} cereyan etmek
happen
{f} başından geçmek
happen
tesadüfen olmak
happen
bulmak

Tom'a ne olduğunu bulmak zorundayız. - We have to find out what happened to Tom.

Bizim güneşimizin yaklaşık beş milyar yıl içinde enerjisi tükenecektir. Bu olduğunda herhangi biri etraftaysa, onlar dünyayı terk edip yeni bir gezegen bulmak zorunda kalacaklar. - Our sun will run out of energy in about five billion years. If anyone is around when it happens, they’ll have to leave Earth and find a new planet.

happen
tesadüfen -mek
happen
başına gelmek
happen
ol
happen
{f} rastlamak
happen
rast gelmek
happen
{f} tesadüf etmek
happen
happen ol
happen
happen on rast gelmek
İngilizce - İngilizce
happen
to take place; to occur