Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar.
- They want to take part in the Olympic Games.
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
- I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Tom diğer çocuklarla oyunlara katılmayacak kadar çok utangaçtır.
- Tom was too shy to take part in games with the other boys.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.
Tom törene katılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to take part in the ceremony.
Here indeed, perhaps, by rule of antagonisms, may be the place to mention that, after King Richard’s return, there was a liberty of tourneying given to the fighting men of England.