Bu filmdeki diyalog çok saçma. Ayrılıyorum.
- The dialogue in this movie is ridiculous. I'm leaving.
Bir diyalog açmamız gerekiyor.
- We need to open up a dialogue.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar.
- They want to take part in the Olympic Games.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Tom törene katılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to take part in the ceremony.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.