to take by choice into relationship, as, child, heir, friend, citizen, etc

listen to the pronunciation of to take by choice into relationship, as, child, heir, friend, citizen, etc
İngilizce - Türkçe

to take by choice into relationship, as, child, heir, friend, citizen, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

adopt
{f} evlât edinmek

Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu. - My wife wanted to adopt a child.

Bir kediyi evlat edinirken bir köpeği evlat edinmek için bir sebep yok. - There is no reason to adopt a dog when we could adopt a cat.

adopt
benimsemek

Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi. - Adopting the new policy was the best thing this company ever did.

Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı. - Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.

adopt
edin

Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi. - They adopted the orphan.

Tom ve Mary ana-babası bir intihar bombacısı tarafından öldürülmüş iki çocuğu evlat edindiler. - Tom and Mary adopted two children whose parents had been killed by a suicide bomber.

adopt
{f} kabul etmek
adopt
benimse,edin
adopt
{f} nüfusuna geçirmek
adopt
(Politika, Siyaset) kabul kararı vermek
adopt
(başkasının çocuğunu) evlat edinmek
adopt
evlât edinme adoptive evlâtlığa kabul eden veya edilen
adopt
evlatlığa kabul etme
adopt
benimsemek evlât edinmek
adopt
{f} sahip çıkmak
adopt
evlat edin/benimse
adopt
{f} çalmak
adopt
(fiil) evlât edinmek, nüfusuna geçirmek; benimsemek, kabul etmek; sahip çıkmak; seçmek [pol.], çalmak
adopt
(Avrupa Birliği) kabul etmek;kanunlaştırmak (meclis); evlat edinme
adopt
Edinmek

Karım bir çocuk edinmek istiyor. - My wife wanted to adopt a child.

Tom seni evlat edinmek istiyordu. - Tom wanted to adopt you.

İngilizce - İngilizce
adopt
to take by choice into relationship, as, child, heir, friend, citizen, etc