Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
- Tom remained single all his life.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
- Get both a phone and internet access in a single package!
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
- Do you want a single room?
Tek kişilik bir oda ister misin?
- Would you like a single room?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.