Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
- My father converted a garage into a study.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
I study medicine at the university.