Sami, sorunlarından uzaklaşmak ve serser olmak istiyordu.
- Sami wanted to walk away from his problems and become a drifter.
Sanırım bu kargaşadan uzaklaşmamın zamanıdır.
- I think it's time for me to walk away from this mess.
Onun bütün yapabildiği onun uzaklaşmasını izlemekti.
- All she could do was watch him walk away.
The football team walked away with a 1-0 victory.