Bir akarsu geçerken atları asla takas etme.
- Never swap horses while crossing a stream.
he ate his vegetables - sebzelerini yedi.
Bu sabah ekmek ve tereyağı yedim.
- I ate bread and butter this morning.
Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.
- I ate potato flavoured village bread in my hometown, Bolu.
İşleri değiştirmek ister misin?
- Would you like to swap jobs?
İşleri değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to swap jobs?
İşleri değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to swap jobs?
İşleri değiştirmek ister misin?
- Would you like to swap jobs?
İşi ilerlettim ve sen burada olmadığın için senin akşam yemeğini yedim.
- I went ahead and ate your dinner since you weren't here.
Çatal ve çubuklardan önce, insanlar genellikle düz bir parça ekmek ile yemek yerdi.
- Before forks and chopsticks, people usually ate food with a piece of flat bread.