to stock or furnish against a future time

listen to the pronunciation of to stock or furnish against a future time
İngilizce - Türkçe

to stock or furnish against a future time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

store
{f} depolamak

Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok. - I don't have enough space to store these boxes.

store
depo

Depoyu kilitlemeyi unuttum. - I forgot to lock the storeroom.

Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum. - He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.

store
mağaza

Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı. - My mother bought some apples at a fruit store.

Mağazaya benimle gelecek misin? - Will you come with me to the store?

store
{i} dükkân

Dükkan tiyatronun tam karşısında. - The store is just across from the theater.

Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım. - I bought a bottle of beer at the liquor store.

store
depoya koymak
store
(Denizbilim) saklantı
store
saklamak
store
bolluk
store
depola

Saman ahırda depolanır. - Hay is stored in the barn.

Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir. - A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.

store
ç.erzak
store
levazım
store
levazımını tedarik etmek
store
{i} hafıza
store
{i} stok, hazne
store
{i} ambar
store
{f} doldurmak

Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım. - I have to fill in for Tom at the store.

store
depola,v.depola: n.dükkan
store
yığınak
store
{f} hafızaya almak
İngilizce - İngilizce
store
to stock or furnish against a future time

    Heceleme

    to stock or fur·nish a·gainst a fu·ture time

    Türkçe nasıl söylenir

    tı stäk ır fırnîş ıgenst ı fyuçır taym

    Telaffuz

    /tə ˈstäk ər ˈfərnəsʜ əˈgenst ə ˈfyo͞oʧər ˈtīm/ /tə ˈstɑːk ɜr ˈfɜrnɪʃ əˈɡɛnst ə ˈfjuːʧɜr ˈtaɪm/