to stay put

listen to the pronunciation of to stay put
İngilizce - Türkçe
burada kal
kıpırdamadan durmak
yerinden kımıldamamak
to put
koymaya
to put
koya
stay put
{k} bulunduğu/istenilen yerde kalmak: This picture won't stay put; it keeps falling. Bu resim taktığım yerde durmuyor; hep düşüyor
stay put
kımıldamamak
stay put
sabit durmak
stay put
(deyim) oldugu yerde durmak,yerinden kipirdamamak
stay put
(Fiili Deyim ) olduğu yerde durmak , kıpırdamamak
to put
(Hukuk) koymak

Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir. - It's good to put yourself in someone else's place now and then.

Tom'u hapishaneye koymak için yapmak zorunda olduğum her şeyi yapacağım. - I'll do whatever I have to do to put Tom behind bars.

İngilizce - İngilizce
To remain in one fixed place

I keep adjusting the focus, but it won't stay put.

To put
pult
stay put
remain in one place
stay put
stay put (in a certain place); "We are staying in Detroit; we are not moving to Cincinnati"; "Stay put in the corner here!"; "Stick around and you will learn something!"
to stay put