Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
- It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
Diğer öğrencilere yetişmek için çok çalışmak zorundayım.
- I have to study hard to keep up with the other students.
Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.
- I must study hard in order to keep up with him.
Tom'la devam etmek zor.
- It's hard to keep up with Tom.
Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
- It takes a lot of money to keep up such a big house.
They ran so fast I could hardly keep up.