Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
- At last, spring has come to this part of Japan.
Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.
- Many flowers start blooming in springtime.
İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
- I prefer spring to fall.
İlkbahar bitti ve yaz geldi.
- Spring is over and summer has come.
Bu saf kaynak suyudur.
- This is pure spring water.
Köyün merkezinde bir kaynak var.
- There's a spring in the center of the village.
Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.
- There was a spring indeed, but it was dry.
Pınarda susuzluklarını giderdiler.
- They satisfied their thirst at the spring.
Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- I'm looking forward to the return of spring.
Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
- That idea was a springboard for further discussions about sex.
İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
- Do you know why spring rolls are called spring rolls?
Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.
- That idea was a springboard for further discussions about sex.
discover, at least in some degree, the secret springs and principles, by which the human mind is actuated in its operations?.
... prepared for the spring after this strongest five-year stretch a farm ...
... however in the spring in the fall ...