to sponsor and present (a motion picture, etc) to an audience or to the public

listen to the pronunciation of to sponsor and present (a motion picture, etc) to an audience or to the public
İngilizce - Türkçe

to sponsor and present (a motion picture, etc) to an audience or to the public teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

produce
üretmek

Eğilim her zaman daha az işçi kullanarak daha fazla ürün üretmektir. - The trend is always to produce more products using fewer employees.

Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur. - As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.

produce
{f} yetiştirmek
produce
yapmak (film)
produce
sebze ve meyve
produce
tarım ürünleri
produce
imal etme
produce
(film) sahneye koymak
produce
husule getirmek
produce
ürün

Eğilim her zaman daha az işçi kullanarak daha fazla ürün üretmektir. - The trend is always to produce more products using fewer employees.

Şirket soya sosu ve diğer gıda ürünlerini üretiyor. - The company produces soy sauce and other food products.

produce
yapmak
produce
ortaya koymak
produce
{i} sonuç

Çabalarım hiç sonuç vermedi. - My efforts produced no results.

Sonuçta, onların ulaşım formu hiç kirlilik üretmez. - After all, their form of transport produces no pollution at all.

produce
{f} yönetmek [tiy.]
produce
{f} göstermek

Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu. - Police failed to produce physical evidence.

produce
{f} (meyve/sebze) vermek
produce
ortaya çıkarmak
produce
{i} mahsul
İngilizce - İngilizce
produce
to sponsor and present (a motion picture, etc) to an audience or to the public

    Heceleme

    to spon·sor and pres·ent (a mo·tion picture, etc) to an au·di·ence or to the pub·lic

    Telaffuz