to spend time

listen to the pronunciation of to spend time
İngilizce - Türkçe
zaman harcamak
vakit harcamak
zaman harcamak

Biz şimdi Tom ile zaman harcamak zorundayız. - We have to spend time with Tom now.

Tom hapiste zaman harcamak istemiyordu. - Tom didn't want to spend time in jail.

vakit geçirmek
kalmak
zaman geçirmek
{i} harcanılan zaman
{f} zaman harca

Boston'da en sevdiğin zaman harcama şeklin nedir? - What's your favorite way to spend time in Boston?

Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir. - Bitterness and revenge are not part of my character. Life's too short. One shouldn't spend time on bitterness and revenge.

harcanilan zaman
to time
zaman
to time
zamanlamak
İngilizce - İngilizce
To dedicate time to an activity
passed the time
to spend time

    Türkçe nasıl söylenir

    tı spend taym

    Telaffuz

    /tə ˈspend ˈtīm/ /tə ˈspɛnd ˈtaɪm/

    Videolar

    ... few visitors spend time in a car ...
    ... So we spent several years to spend time together with a lot ...