O, odaya girdiğinde bir mırıltı vardı.
- There was a murmur when she entered the room.
Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
- The shy boy murmured his name.
Utangaç öğrenci cevabını mırıldandı.
- The shy pupil murmured his answer.
I couldn't hear the words; he just murmured a lot.