Bronzlaşmış güzel bir cildi var. - She has a beautiful tan.
Bronzlaşmış güzel bir cildi var.
She has a beautiful tan.
Şu adam çok bronzlaşmış. - That man is very tanned.
Şu adam çok bronzlaşmış.
That man is very tanned.
Well, go 'long and play; but mind you get back some time in a week, or I'll tan you..