to sound, proclaim, tell abroad

listen to the pronunciation of to sound, proclaim, tell abroad
İngilizce - Türkçe

to sound, proclaim, tell abroad teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

trumpet
{i} trompet

Ben sık sık onun trompette melodi çaldığını duydum. - I often heard him playing the melody on the trumpet.

Tom şu anda lise bandosunda ilk trompetini çalıyor. - Tom currently plays first trumpet in his high school band.

trumpet
borazan çalmak
trumpet
megafon
trumpet
çığlık
trumpet
{f} borazan çal
trumpet
{i} borazan

Tom'un borazanını kimin çaldığına dair oldukça iyi bir fikri var. - Tom has a pretty good idea who stole his trumpet.

trumpet
bağırış
trumpet
(isim) trompet, boru, fil sesi
trumpet
trumpet creeper borulu hanımeli
trumpet
{f} boru gibi ses çıkarmak
trumpet
{f} boru çalmak
trumpet
{f} ilan etmek
trumpet
a flourish of trumpets boru se
trumpet
{f} trompet çalmak

Trompet çalmak için harcadığın zamanın süresi sana kalmıştır. - The amount of time you spend practicing the trumpet is up to you.

trumpet
{i} fil sesi
trumpet
{f} bağırmak (fil)
trumpet
boru çalarak ilân etmek
trumpet
trumpet call boru sesi ile çağırma
İngilizce - İngilizce
{v} trumpet
to sound, proclaim, tell abroad