Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır.
- It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.
Tom çiçeği koklamak için eğildi.
- Tom leaned down to smell the flower.
Tom çiçeği koklamak için eğildi.
- Tom leaned down to smell the flower.
Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır.
- It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.
Sigara dumanı gibi kokmak istemiyorum.
- I don't want to smell like cigarette smoke.
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
- He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
- A dog's sense of smell is much keener than a human's.
Bu, peynir gibi kokuyor.
- This smells like cheese.
Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır.
- It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.
Tom çiçeği koklamak için eğildi.
- Tom leaned down to smell the flower.
Bir köpek keskin bir koku alma duyusuna sahiptir.
- A dog has a sharp sense of smell.
Tom koku alma duyusunu kaybetti.
- Tom lost his sense of smell.
monkeys smell bad.
Domuzlar kötü kokar ama çok iyi koku alma duyuları vardır.
- Pigs smell bad, but they have a very good sense of smell.
Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.
- Tom certainly came out of that mess smelling like a rose.
Yangından sonra, duman kokusu günlerce havada kaldı.
- After the fire, the smell of smoke remained in the air for days.
Yangından sonra, havadaki duman kokusu günlerce sürdü.
- After the fire, the smell of smoke in the air lasted for days.
Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu.
- The basement is ugly, dark, and smelly.
Burnunu tıka böylece pis kokuyu koklamazsın.
- Hold your nose so you don't smell the stench.
The roses smell lovely.
The penetrating smell of cabbage reached the nose of Toad as he lay prostrate in his misery on the floor, and gave him the idea for a moment that perhaps life was not such a blank and desperate thing as he had imagined. But still he wailed, and kicked with his legs, and refused to be comforted. So the wise girl retired for the time, but, of course, a good deal of the smell of hot cabbage remained behind, as it will do, and Toad, between his sobs, sniffed and reflected, and gradually began to think new and inspiring thoughts: of chivalry, and poetry.
... Whether it be smell, or being even edible, or the sound, ...