Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- We enjoyed singing songs together.
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
- Linda stood up to sing.
Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
- The girls came singing toward the crowd.
Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
- I carried on singing.
Tom ve onun arkadaşları on bir erkek ve kadının boğazlarını kesti.
- Tom and his buddies slit the throats of eleven men and women.
Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.
- The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
He slit the bag open and the rice began pouring out.