Öğün atlamak sağlıklı değildir.
- It's not healthy to skip meals.
Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez.
- It won't hurt you to skip one meal.
Öğün atlamak sağlıklı değildir.
- It's not healthy to skip meals.
Dersleri atlamayı bırakmak zorunda kalacaksın.
- You're going to have to quit skipping classes.
Konuyu bütünüyle öğrenmek istiyorum, hiçbir detayı es geçme.
- I want to hear the whole story, and don't skip any details.
Bu reklamı es geçmek için buraya tıkla.
- Click here to skip this ad.
Bu reklamı es geçmek için buraya tıkla.
- Click here to skip this ad.
Bu reklamı es geçmek için buraya tıkla.
- Click here to skip this ad.
Jane cevap veremediği soruları atladı.
- Jane skipped the questions she couldn't answer.
Sabah kahvaltımı atladım.
- I skipped my breakfast.
Bütün çocuklar koşmayı ve zıplamayı seviyorlar.
- All children love to run and skip.
Tom kaptan olarak devraldı.
- Tom has taken over as skipper.
Tom küçük yelkenlilere kaptanlık yapmaktan hoşlanır.
- Tom likes to skipper small sailboats.
2001: Effie: How did you find the second, the defacto, and what nationality is she? Barber: She is Australian. Effie: Is she? Gone for a skip. You little radical you. — Mary Coustas as her character Effie, TV series Effie: Just Quietly, 2001, episode Nearest and Dearest.
Yeah, I really should go to the quarterly meeting but I think I'm going to skip it.
I bet I can skip this rock to the other side of the pond.
I will read most of the book, but skip the first chapter because the video covered it.
Get back you flea infested mongrel.
... I'd rather skip the treatment. ...
... So this is-- skip. ...