Tom'un kayak yapmaktan hoşlandığını sanmıyorum.
- I don't think Tom likes to ski.
Bence Tom, kayak yapmaktan hoşlanmıyor.
- I think Tom doesn't like to ski.
Kayak yaparken bacağını kırdı.
- He broke his leg skiing.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
- I broke my leg skiing.
Kaymaktan hoşlandığına sevindim ama sadece bu bana göre değil.
- I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.
Kaymak için dağlara gittik.
- We went to the mountains to ski.
Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir.
- Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.
Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir.
- According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
- I broke my leg while skiing.
Kayak yaparken bacağını kırdı.
- He broke his leg skiing.
Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.
- I may go skiing at Zao next month.
Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- I want to buy a pair of ski boots.
Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
Ebeveynlerim her kış kayak yapmaktan hoşlanır.
- My parents enjoy skiing every winter.
... progeny in the heart of anatolia ski ...