Başka türlü ima etmek istemedim.
- I didn't mean to imply otherwise.
Ben bir şey ima etmiyordum.
- I wasn't implying anything.
Neyi ima ettiğini biliyorum ve bundan hoşlanmıyorum.
- I know what you're implying, and I don't like it.
Limonlar karşılıksız bir aşk anlamına gelirken portakallar mutlu bir aşk anlamına gelir,
- Oranges signify a happy love, while lemons - an unrequited one.