Bir göz kırpma onun tek cevabıydı.
- A wink was his only answer.
Dün gece göz kırpmadan uyumadığına bahse girerim.
- I'll bet you didn't sleep a wink last night.
Tom Ken'e göz kırpıyor.
- Tom is winking at Ken.
Tom göz kırptı ve bir öpücük attı.
- Tom winked and blew a kiss.