to set in (a good) order (2)

listen to the pronunciation of to set in (a good) order (2)
İngilizce - Türkçe

to set in (a good) order (2) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

order
{f} sipariş vermek

Garson, sipariş vermek istiyorum. - Waiter, I'd like to order.

Sipariş vermek için hazır mısınız? - Are you ready to order?

order
{i} sipariş

Bir sandviç sipariş etmek istiyorum. - I would like to order a sandwich.

Onun siparişi pastırma ve yumurtadır. - Bacon and eggs is his order.

order
{i} şeref rütbesi
order
{i} dizi
order
(Biyoloji,Gıda) takım

Yarışa katılmak için yeni bir takım kuruldu. - A new team was formed in order to take part in the race.

Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı. - Tom had all of his suits made to order.

order
{i} paso
order
buyrultu
order
düzenini sağlamak
order
düzensiz

Onun odası her zaman düzensizdir. - His room is always out of order.

Uçağın kontrolleri düzensizdi. - The controls of the plane were out of order.

order
(Kanun) hükmetmek
order
durum

Odasını her zaman iyi durumda tutar. - She always keeps her room in good order.

Oda kusursuz durumda. - The room is in immaculate order.

order
ısmarlama

Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım. - Excuse me, but I didn't order this.

Tom ne ısmarlayıp ısmarlamayacağına karar veremiyor. - Tom can't decide what to order.

order
rütbe
order
havale

Onu Boston'dan posta havalesi ile aldım. - I got it mail order from Boston.

order
sınıf

O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım. - I did some extra credit work in order to pass that class.

Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti. - He ordered the boys not to shout in the classroom.

order
tertip
order
(n) sipariş
order
{i} cins, çeşit
order
(Mukavele) talep, sipariş; düzenleme; emir
order
(Tekstil) ısmarlamak, sipariş etmek
İngilizce - İngilizce
order
to set in (a good) order (2)