to set; to settle; to establish

listen to the pronunciation of to set; to settle; to establish
İngilizce - Türkçe

to set; to settle; to establish teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

state
{i} hal

Hokkaido kısmı hâlâ doğal durumunda duruyor. - Part of Hokkaido still remains in its natural state.

Onu bir devlet sorunu haline getirdik. - We turned it into a state problem.

state
haleti ruhiye
state
ifade etmek

Kendi görüşlerinizi ifade etmekte özgürsünüz. - You are at liberty to state your own views.

state
{i} evre
state
debdebe
state
vaziyet
state
ayıtmak
state
tantana
state
{f} belirtmek

Onun bir dahi olduğunu belirtmek abartı değildir. - It's not an exaggeration to state that he is a genius.

state
{i} durum

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi. - While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.

Bugünkü durumundan memnundur. - He is content with his present state.

state
{i} devlet

1860'ta Lincoln, Birleşik Devletler başkanlığına seçildi. - In 1860, Lincoln was elected President of the United States.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur. - The United States borders Canada.

state
{s} devlete ait
state
{i} alem
state
{s} özel

ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir. - The private colleges and universities of the United States are autonomous.

state
{i} koşul
state
{f} bildirmek
state
{f} söylemek
state
ihtişam
İngilizce - İngilizce
state
to set; to settle; to establish