Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to sense or obtain a measurable indication from an anomaly in a pipeline

listen to the pronunciation of to sense or obtain a measurable indication from an anomaly in a pipeline
İngilizce - Türkçe

to sense or obtain a measurable indication from an anomaly in a pipeline teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

detect
{f} keşfetmek
detect
meydana
detect
(Bilgisayar) algıla

Lazer enterferometre Uzay Anteni (LISA) yerçekimi dalgalarını algılayabilecek bir uzay görevidir. - The Laser Interferometer Space Antenna (LISA) is a space mission that will be able to detect gravitational waves.

Sensörlerimiz olağandışı bir şey algılamadı. - Our sensors did not detect anything unusual.

detect
algılamak

Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur. - Gravitational waves are very hard to detect.

detect
sapta

Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı. - In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.

detect
bulmak

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
ortaya çıkar,sapta
detect
{f} sezmek, farketmek
detect
{f} belirlemek
detect
detectable keşfi mümkün
detect
bul

Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu. - The police detective found a bloody knife.

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
çıkarma
detect
tutmak
detect
detection keşif
detect
{f} ortaya çıkarmak
detect
bulma

Sensörlerimiz olağandışı bir şey bulmadı. - Our sensors did not detect anything unusual.

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
{f} sezmek
detect
(Mukavele) meyadana çıkarmak; keşfetmek
İngilizce - İngilizce
detect
to sense or obtain a measurable indication from an anomaly in a pipeline

    Heceleme

    to sense or ob·tain a meas·ur·a·ble in·di·ca·tion from an a·no·ma·ly in a pipe·line

    Türkçe nasıl söylenir

    tı sens ır ıbteyn ı mejırıbıl îndıkeyşın fırm ın ınämıli în ı payplayn

    Telaffuz

    /tə ˈsens ər əbˈtān ə ˈmeᴢʜərəbəl ˌəndəˈkāsʜən fərm ən əˈnäməlē ən ə ˈpīpˌlīn/ /tə ˈsɛns ɜr əbˈteɪn ə ˈmɛʒɜrəbəl ˌɪndəˈkeɪʃən fɜrm ən əˈnɑːməliː ɪn ə ˈpaɪpˌlaɪn/