Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Tom onun üzerinde düşünmek istiyor.
- Tom wants to think it over.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
- His book incorporates all his thinking on the subject.
Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim.
- I managed to bring him around to my way of thinking.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun?
- How long do you think we'll have to wait?
Üç saatten daha fazla beklemek zorunda olacağını sanmıyorum.
- I don't think you'll have to wait for more than three hours.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.