to secure to, as a grantee, an estate granted; to assure

İngilizce - Türkçe

to secure to, as a grantee, an estate granted; to assure teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu. - Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out.

Televizyonumun garanti süresi bitti. - The warranty for my TV is expired.

{i} izin belgesi

(Ticaret) varan

(Kanun) tutuklama emri

Şirketin muhasebecisi için bir tutuklama emri yayımlandı. - An arrest warrant was issued for the company's accountant.

{i} vekâletname

(fiil) yetki vermek, mazur göstermek, izin vermek, ruhsat vermek, garanti etmek, temin etmek, kefil olmak

warrant

{i} yetki belgesi

warrant

{i} hak

Onun eylemlerinin haklı neden olduğunu kabul ettik. - We agreed that his actions were warranted.

Tom'un tutuklanması için haklı bir nedenim var. - I have a warrant for Tom's arrest.

warrant

salahiyet vermek

İngilizce - İngilizce

to secure to, as a grantee, an estate granted; to assure teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı: warrant

to secure to, as a grantee, an estate granted; to assure

Heceleme

to se·cure to, as a grantee, an es·tate granted; to as·sure

Telaffuz

Resimler

Google Resimler

Bing Resimler

Geçmiş

Favoriler

Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.

to secure to, as a grantee, an estate granted; to assure