Onlar daha fazla araştırma yapmak için bir tıp uzmanı istedi.
- They asked a medical expert to do more research.
Biraz araştırma yapmak zorundayım.
- I have to do a little research.
Tom ailesinin geçmişini araştırırken şaşırtıcı sırlar buldu.
- Tom found some skeletons in the cupboard when he was researching his family history.
Aslında onu şimdi araştırıyoruz.
- We're actually researching that right now.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.