Biraz araştırma yapmak zorundayım.
- I have to do a little research.
Onlar daha fazla araştırma yapmak için bir tıp uzmanı istedi.
- They asked a medical expert to do more research.
Dergi gezegendeki en iğrenç böcekleri araştırıyor.
- The magazine is researching the most disgusting insects on the planet.
O, sorunu araştırıyor.
- He is researching the problem.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.