to scheme, form in design, contrive

listen to the pronunciation of to scheme, form in design, contrive
İngilizce - Türkçe

to scheme, form in design, contrive teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

plan
{f} planlamak

Her şeyi planlamak zorundayım. - I have to plan everything.

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır. - Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.

plan
{f} plan yapmak

Başarılı olmak için iyi bir plan yapmak zorundasın. - To be successful, you have to establish a good plan.

Bir plan yapmak zorundayız. - We have to make a plan.

plan
düşünce

Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim. - I can't agree with you with regard to the new plan.

plan
tasar

Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok. - About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.

Planı nasıl tasarladı? - How did he work out the plan?

plan
josparını çizmek
plan
niyet
plan
kroki
plan
working plan ilk tasarı
plan
(Askeri) PLAN: Genellikle bir şehir veya çok küçük bir bölgenin çok büyük ölçekli haritası
plan
yol

Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık. - We opposed his plan to build a new road.

New York'a bir yolculuk planlıyoruz. - We are planning a trip to New York.

plan
plan plannerplan yapan kimse
plan
tertip

Tom için bir parti tertip ettim. - I planned a party for Tom.

plan
{i} plan, düşünce, niyet, maksat
plan
(İnşaat) plan, program
plan
{i} taslak
plan
niyet maksat
plan
{f} planını çizmek
plan
{i} proje

Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim. - I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.

Projeyi sorunsuz olarak daha ileriye götürmek için, biz planı birkaç kez revize ettik. - In order to progress the project smoothly, we have revised the plan several times.

plan
{f} tasarlamak, planlamak
İngilizce - İngilizce
{v} plan
to scheme, form in design, contrive