Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.
- Then you just have to fill out this card.
Bu çukuru bir şeyle doldurmak zorundayız.
- We've got to fill this hole with something.
Bu sicil kartını doldurun lütfen.
- Fill out this registration card, please.
Bu vazoyu suyla doldurdu.
- She filled this vase with water.
We can't let the library close! It fills a great need in the community.