to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle

listen to the pronunciation of to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle
İngilizce - Türkçe

to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

decide
karar vermek

İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış. - It rests with you to decide whom to choose for the job.

Karar vermek size kalmış. - It's for you to decide.

decide
{f} kararlaştırmak
decide
decide against thing bir şeyin aleyhinde karar vermek
decide
{f} belirlemek
decide
aklı kesmek
decide
hükme bağlamak
decide
{f} karar verdirmek
decide
sonuçlandırmak
decide
seçim yapmak
decide
hüküm vermek
decide
karar ver

Sigarayı bırakmaya karar verdi. - He decided to quit smoking.

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi. - Mary decided never to see him any more.

decide
{f} karar vermesini sağlamak
decide
decide in favor of a thing bir şeyin lehinde karar vermek
decide
x sonuçlandır/kararlaştır
decide
{f} sonuca varmak
decide
{f} azmetmek
İngilizce - İngilizce
decide

Her last-minute goal decided the game.

to resolve (a contest, problem, dispute, etc.); to choose, determine, or settle