Bir otel odası rezervasyonu yaptınız mı? Henüz değil, üzgünüm.
- Have you reserved a hotel room? Sorry, not yet.
O yer her zaman kalabalıktır, ama bir masa rezervasyonu yaptım, endişelenmemeliyiz.
- That place is always crowded, but I reserved a table today, so we don't have to worry.
Ben birinci sınıf bir kamara ayırmak istiyorum.
- I want to reserve a first-class stateroom.
Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır.
- It's faster to reserve a taxi.
Üç kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a table for three.
Bu trende yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a seat on this train.
Bir otel odası rezerve etmek istiyorum.
- I'd like to reserve a hotel room.
Raffle's'da yemek yemek istiyorsan, haftalar önceden rezerve ettirmelisin.
- If you want to eat at Raffle's, you must reserve weeks ahead.
Bir otel odası rezerve etmek istiyorum.
- I'd like to reserve a hotel room.
Saat altıda dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a table for four at six.
İki kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a table for two.
I reserved a table for us at the best restaurant in town.
This cake is reserved for the guests!.
New oil reserves are continuously being discovered, but not as fast as the existing ones are running out.
We reserve the right for modifications.
I accept your view with one reserve.