Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Biraz araştırma yapmak zorundayım.
- I have to do a little research.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Tom ailesinin geçmişini araştırırken şaşırtıcı sırlar buldu.
- Tom found some skeletons in the cupboard when he was researching his family history.
O, sorunu araştırıyor.
- He is researching the problem.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.
... which we would help Iran develop medical isotopes for a research reactor in Tehran if they agreed ...
... If we're not continuing to invest in basic research, ...