O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
- That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
Bu tür evi sevmiyorum.
- I don't like this type of house.
Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
- I can't stand those goody-goody types.
Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
- Ken is not the type of person who loses his temper easily.
Yarın mektupları daktiloyla yazmasını Mary'den isteyeceğim.
- I will ask Mary to type the letters tomorrow.
Bayan tanaka daktiloyla yazabilir, değil mi?
- Ms. Tanaka can type, can't she?