Sana geri ödemek için bir yol bulacağım.
- I will find a way to repay you.
Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
- I know quite a few people who don't eat meat.
Onun epeyce rekoru var.
- He has quite a few records.
Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
- He looked confident but his inner feelings were quite different.
Ayı tamamen uysal ve ısırmaz.
- The bear is quite tame and doesn't bite.
Ben gayet iyi hissediyorum.
- I'm feeling quite well.
Tom sandalyeyi gayet rahat buldu.
- Tom found the chair quite comfortable.
Geri ödeyecek bazı borçlarım ar.
- I have some debts to repay.
Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.
- I only wish there was some way I could repay you.
O tasarımcının adını tam olarak anlamadım.
- I didn't quite catch the name of that designer.
Onun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum.
- I don't quite know how it happened.
Bilgisayarlarla büsbütün evdedir.
- He is quite at home with computers.
Büsbütün hayal kırıklığı, biz hayallerimizin yok olduğunu gördük.
- Quite frustrated, we saw our dreams disappear.
Bir hayli öğrenci bugün yok.
- Quite a few students are absent today.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
- He received quite a few letters this morning.
Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.
- I only wish there was some way I could repay you.
Keşke Tom'a geri ödeyebilmemin bir yolu olsa.
- I wish there was some way I could repay Tom.
Bu ödemek istediğim bir borç.
- That's a debt I want to repay.
Borcumu ödemek zorundayım.
- I must repay the debt.